Tarih: 19.11.2024 14:22

AKCİĞER KANSERİ FARKINDALIK AYI

Facebook Twitter Linked-in

Akciğer kanseri dünya genelinde erkeklerde en sık görülen kanser iken, kadınlarda ise ikinci sırada yer
almaktadır. Gerek dünyada gerekse ülkemizde kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedeni de akciğer
kanseridir. 2022 yılında, dünyada yaklaşık 2.5 milyon yeni vakanın ortaya çıktığı ve bu hastalığa bağlı 1.8
milyon ölümün gerçekleştiği tahmin edilmektedir (GLOBOCAN, 2022).
Ülkemizde, erkeklerde trakea, bronş ve akciğer kanseri 55,9/100.000 oranıyla en sık izlenen kanserler
arasında ilk sırada yer alırken, kadınlarda 11,2/100.000 oranıyla en sık görülen kanserler arasında beşinci
sırada yer almaktadır. En son verilere göre ülkemizde bir yıl içerisinde yaklaşık 31 bin kişi akciğer kanseri
teşhisi almış, 25 bin kişi bu nedene bağlı hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde vakaların sadece %18,5’i lokalize
evrede saptanmışken %26,6’sı bölgesel, %54,9’u ise uzak yayılım evresinde saptanabilmiştir. Tanı alma
medyan yaşı 64’tür.
Bu kanser türü için en önemli risk faktörü tütün ve tütün ürünlerinin kullanımıdır. Ülkemiz verileri ile
yapılan bir çalışma neticesinde akciğer kanseri için tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına atfedilen oran
erkeklerde %89,9 kadınlarda ise %43 olarak belirlenmiştir. Bu istatistikler dikkate alındığında, ülkemizde bir
yıl içerisinde ortaya çıkan yaklaşık 25 bin akciğer kanseri vakasının önlenebilir olduğu söylenebilir. Nitekim,
yapılan çalışmalara göre tütün ve tütün ürünü tüketimindeki azalmayla akciğer kanseri görülme sıklığı da
azalmaktadır. Akciğer kanserinin diğer önemli nedenleri arasında mesleki (asbest, ağır metaller) ve çevresel
risk faktörlerine maruziyet (hava kirliliği, pasif içicilik, radon) yer almaktadır.
Bu veriler, önleyici tedbirler almanın ve erken evrede tanı koymanın akciğer kanseriyle mücadeledeki en
kritik aşamalar olduğunu ortaya koymaktadır.
DSÖ tarafından yayımlanan Akciğer Kanseri 2023 Raporu’nda, akciğer kanserinin önlenmesi
programlarının, birincil ve ikincil koruma önlemlerini içermesi gerektiği belirtilmektedir.
Birincil koruma, risk azaltma ve sağlıklı davranışı teşvik etme yoluyla bir hastalığın ilk ortaya çıkışını
önlemeyi amaçlar. Halk sağlığında bu önleyici tedbirler; sigarayı bırakmayı, dumansız ortamları teşvik
etmeyi, etkili tütün kontrol politikaları uygulamayı, mesleki tehlikeleri ele almayı ve hava kirliliği seviyelerini
azaltmayı içerir. Tüm dünyada başarı örneği olarak öne çıkan “Ulusal Tütün Kontrol Programımız” bu
doğrultuda hazırlanmış olup toplumdaki tüm bireyleri tütün ve tütün ürünlerinin sağlık, ekonomi, çevre ve
sosyal zararlarından korumayı amaçlamaktadır.
Tütün ve tütün ürünlerini kullanmamak, pasif içicilikten kaçınmak akciğer kanseri riskini azaltmanın en
iyi yolu olmakla birlikte düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve çevresel risk faktörlerine maruz
kalmayı en aza indirme dahil olmak üzere sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek ve savunmak kanseri
önlemenin önem arz eden stratejileri arasında yer almaktadır.
Akciğer kanseri için ikincil koruma, hastalığı, erken evrelerinde, semptomlar ortaya çıkmadan önce
tespit etmeyi amaçlayan ve yüksek riskli bireyler için endike olabilen tarama yöntemlerini içerir. Bu
popülasyonda erken teşhis, başarılı tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir ve sonuçları iyileştirebilir. Bu
kapsamda, ülkemizde “Akciğer Kanseri Tarama Programı” yürütülmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için genellikle birkaç yıl geçer ve hastalık
ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Belirtiler, tümörün akciğer içindeki yerleşimine,
büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bu bağlamda en sık
gözlenen belirtiler;
• Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük,
• Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak,
• Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı,
• İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı,

• Ses kısıklığı,
• Nefes darlığı,
• Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonlardır.
Akciğer kanserinin tanı ve evrelemeye yönelik testleri genellikle aynı zaman diliminde yapılır. Akciğer
kanseri için tanı yöntemleri arasında fizik muayene, görüntüleme (Akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi
taramaları ve manyetik rezonans görüntüleme gibi), bronkoskopi (İnce bükülebilir bir tüple hastanın
akciğerine ulaşılarak incelenmesi), histopatoloji (hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan
patoloji dalı) incelemesi için doku örneği alınması (biyopsi) yöntemleri yer alır. Ayrıca, spesifik alt tipin
tanımı ve en iyi tedavi seçeneğini yönlendirmek için spesifik genetik mutasyonları veya biyo-belirteçleri
tanımlamak için moleküler testler de tanıda önemli yer tutmaktadır. Tanı konulduktan sonra, kanser
hücrelerinin vücudun diğer kısımlarına yayılıp yayılmadığını tespit etmek için ilgili diğer testler yapılır.
Hastadan hastaya farklılaşabilmekle birlikte tedavi kararında; hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer
sağlık sorunlarının varlığı gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler;
cerrahi, hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
Akciğer kanseri farkındalık ayı vesilesiyle vatandaşlarımızı, akciğer kanserinin bir adım önünde olmaları ve
sağlıklarını korumaları için tütün ve tütün ürünlerini kullanmamaya ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını
benimsemeye davet ediyor, sağlıklı günler diliyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —