Pandemi nedeniyle Tam Kapama kısıtlamasından nedeniyle, 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma günü, iki gün önce kutlandı.
Aksaray CHP İl başkanlığı ve sendikaların düzenlediği program saat 15:30 ?da 15 Temmuz Milli irade meydanında gerçekleşti. Programa CHP İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, CHP il teşkilatı ve üyeleri, KESK, Eğitim Sen sendika üyeleri ile vatandaşlar katıldı.
Topluluk adına konuşma yapan Eğitim sen Aksaray Şube Başkanı Mustafa Kemal Derin;?Bugün Türkiye`nin dört bir yanında 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma günü için yan yanayız.
On yıldır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik kriz, artan eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmayan bu düzen covid-19 salgınıyla insanlığın geleceğini tehdit ediyor.
Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve covid-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır bir biçimde ödüyor. Bu koşullar altında uluslararası sendikalar konfederasyonu, 1 Mayıs 2021`de yeni bir toplumsal sözleşme ve herkesi aşı hakkı mücadelesini büyütme çaresine yapıyor.
Hastanelerin yoğun bakımları tamamen doluyken, resmi rakamlara göre her gün 300`ün üzerinde insanımızı kaybedip 100 kişiden en az birinin enfekte olduğu bilinirken, yapılması gereken akıl ve bilimin doğrultusunda hareket etmektir.
Bugün tam kapanma diye sunulan önüne paketinde de işçi sınıfının ve halkın sağlığı değil sermayenin çıkarları korunmaya çalışılıyor. Çalışanların çoğunluğu işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeyi devam ediyor. Tam kapama dedikleri önlemlerde çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor.
Sadece sağlığımız değil işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. İşsizlik yeni rekorlar kırıyor. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izinde yapması ile günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altında itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor.
Salgın koşullarında bile ülkenin tüm kaynakları bir avuç şirkete peşkeş çekiliyor. Halk yaşam mücadelesi verirken, şirketler pandemide kenarlarını arttırıyor. Geçinemiyoruz çığlıkları yükselen ülkemizde 26 dolar milyarderinin serveti son 1 yılda 38 milyar dolardan 53 milyar dolara yükseliyor. Bir yandan açlık, yoksulluk ve işsizlik diğer yandan servetler birikiyor.
Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşiyor. Salgından kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan kendimi de yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor.
Bu koşullar altında işimiz, aşımız ve sağlığımız için söyleyecek çok şeyimiz var. Emekçilerin umutlarını ifade edeceğimiz 1 Mayıs ımız var. Sağlık, güvenceli ve insanca yaşama hakkımız için yan yanayız. Taleplerimiz ve hedeflerimizi 1 Mayıs`ta bir kere daha haykırıyoruz :
Herkese aşı, herkese gelir desteği sağlansın.
Çalışırken hastalar emekliler için covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.
İşsizlik sigortası fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanırsın.
Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın.
İşsizliğe karşı kamu istihdamı arttırılsın, hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin.
Doğa katili projelere, betona, savaşa, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere bütçe ayrılsın.
Az kazanandan, az çok kazanılan çok vergi alınsın.
Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın.
Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın.
İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın.
İnsanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizdedir.
Emeğin sömürülmediği, herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işin olduğu, ekonomik krizlerin, salgınların faturasını emekçilere yıkanmadığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin, itiraz etmenin cezalandırılmadığı emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hakim olduğu gündüzlerinde işsiz kalınmayan, gecelerinde aç yatılmayan bir dünya ve ülke istiyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs? dedi.