Yaklaşık 6 gündür aranan ve umutların bittiği anda, iş makinaları tarafından çalışmaların yapıldığı, alanda, İtfaiye ekipleri tarafından kaldırılan bir ağacın altında balçığın üzerinde bulunan Asel bebek, dün sabah saatlerinde bulunarak ailesine teslim edildi.
Günlerdir bulunması için bekleyen aile, cansız bedenide olsa bulunarak kendilerine teslim edilmesini istedikleri Asel Bebeklerine kavuştular. “Hiç değilse toprağa verelim ,yattığı toprakta sevelim” diyen Asel Bebeğin ailesi,bebeğin bulunması ile rahat bir nefes aldılar.
Dün İkindi namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra Güzelyurt kabristanlığında toprağa verilen Asel bebek için dualar okundu tesbihler çekildi.
Aksaray’da sel felaketinde anne kucağında iken kayarak sel sularına kapılan üç aylık Asel bebek Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinde gözyaşları eşliğinde toprağa verildi.
3 Eylül Pazar günü meydana gelen sağanak yağış sebebiyle 1 kişi hayatını kaybetti 14 kişi yaralandı ve üç aylık Asel bebek sele kapılarak kayboldu.
Asel bebek, Melendiz çayı Kireçlik taraflarında annesi Hayriye Balcan’ın kucağından kayıp akıntıya kapılarak kaybolmuştu. Asel bebek günlerdir Jandarma, Polis, AFAD, UMKE ve İtfaiye ekipleri tarafından oluşturulan 460 kişilik ekiplerle aranıyordu. Asel bebeğin, 6. günün sabahında sele kapıldığı yerden800 km mesafede balçıkların arasında cansız bedenine ulaşıldı.
Sel afetinde kaybolan Asel bebeğin cansız bedeni cenaze aracı ile Aksaray Eğitim ve Araştırma hastanesi morguna kaldırıldı. Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde otopsisi yapıldıktan sonra Asel bebeğin cenazesi anne ve babasının yaşadığı Güzelyurt İlçesinde Merkez camide kılınan ikindi namazına müteakiben dualarla aşağı mahalle mezarlığında toprağa verildi.
Cenazeye Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu, Ak Parti Milletvekilli, Hüseyin Altınsoy, Güzelyurt kaymakamı Can Alperen Taşavlı, İlçe belde belediye başkanları, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Yüksek İstişare Başkanı Hazım Turan, STK başkanları daire müdürleri ve aile yakınları katıldı.
Asel Bebeğin Cansız bedeninin bulunması ve aynı gün içerisinde toprağa verilmesinden sonra Anne Hayriye Balcan sinir krizleri geçirdi.Yakınları tarafından zor sakinleştirilen Anne Balcan kızının ellerinden kayıp gitmesini anlatarak yakınları ile acılarını paylaşmaya çalıştı.
Sele kapılıp sürüklenen ve güçlükle kurtulan Asel bebeğin annesi Hayriye Balcan , ''Sular gittikçe yükseldi. Nasıl olduysa bir kaya parçası mı, sert bir şey geldi, eşimin oturduğu tarafa, sürücünün bulunduğu tarafa çarptı. Araçtan dışarı fırladık, Çocukla epey sürüklendim. Sonra da ellerimin içinden kaydı gitti.' sözleri ile sel faciasında yaşadıklarını kara günü anlattı.
Aksaray'da geçen pazar günü, akşam saatlerinde başlayan ve etkili olan sağanağın ardından Sevinçli, Gücünkaya köyleri ile Kireçlik mevkisinde meydana gelen sel felaketinde ,Sel nedeniyle Kireçlik mevkiinde yarılan yolda meydana gelen heyelan bölgede seyir halinde olan ve Sele kapılan araçlarda bulunan vatandaşlar zarar görmüştü.
Bu felakette annesinin kucağından kayıp, sel sularına kapılan Asel Bebek günlerdir, aralıksız 400’u aşkın arama kurtarma ekipleri tarafından aranıyordu.
Suda sürüklenip güçlükle kurtulan Hayriye Balcan, 6 gün sonra ellerinden kayıp giden Asel bebeğine kavuştu. Cansız bedeni bulunan asel bebğin, cenazesi göz yaşları arasında kaldırılırken, anne Hayriye Balcan ise o an yaşadıklarını hiç unutamıyor. Hayriye Balcan yaşadıklarını anlatırken, felaketi adeta yeniden yaşıyor.
Olay günü Güzelyurt ilçesinde oturan ailesini ziyaret ettikten sonra kent merkezindeki evlerine dönmek üzere yola çıktıklarını anlatan Hayriye Balcan, şunları söyledi:
''Güzelyurt'tan, annemden dönüyorduk. Yağmur çok şiddetliydi. Kaza yapmak istemedik, çocuğumuz vardı arabada. Akaryakıt istasyonuna duralım, yağmurun dinmesini bekleyelim, daha sonra yola devam ederiz, dedik. Zaten akaryakıt istasyonuna durduktan 5 dakika sonra her şey o zaman başladı. Bir anda sular gelmeye başladı.
Göremedik suyun geldiğini, yağmur çok şiddetli, aşırı rüzgar var. Sis gibi bir şey çöktü. Arabanın içinden dışarısı net gözükmüyor. Zaten onun için yolda ilerleyemedik. Sular gelmeye başlayınca, arabanın içine su dolmaya başladı. Elime telefon geçti bir anda. Kayınbabamı aradım, 'Baba biz sele kapılıyoruz. Yardım edin' dedim. O da, 'Geliyoruz' dedi. 'Siz bizi kurtaramazsınız. Haber verin herkese, siz tek başınıza kurtaramazsınız bizi' dedim. Akaryakıt istasyonuna bizle beraber 5-6 araç geldi, beklemeye başladı. Çünkü yolda ilerlemek mümkün değil."
Kapıldığı akıntıdan kurtulmak için dakikalarca uğraştığını belirten Balcan, ''Derede akıntıya kapılmamak için direndim, sonra artık canım kesildi, yoruldum. Kımıldayacak halim kalmadı. Ellerimi, kollarımı açtım, 'Öleceğim burada, hepimiz öleceğiz' diyerek kelime i şehadet getirdim. Nasıl olduysa Allah tarafından ot, çöp, işte ağaç parçaları etrafımı sardı. Ben hareketsiz halde kalınca su beni yukarı kaldırdı. Ondan sonra ağzım, burnum açılınca nefes almaya başladım;
Hani akıntı birden fazlalaşıyor. Suda batıp, çıkıp sürükleniyorum. Ağaçlardan tutunmaya çalıştım. Çok uğraştım ama akıntı kuvvetli olduğu için tutamadım.
Daha sonra elime kalın bir ağaç parçası geldi. Ona tutundum. Biraz dinlenip, nefes aldım. Sonra gücümü toplamaya çalıştım. Çıkmaya çalışıyorum suyun içinden; ama deredeki su o kadar yükselmiş ki, topraktır, ağaç parçasıdır neye tutunmak istesem hepsi suya karışıp gidiyor. Sonra suyun içinde ayağıma ağacın kökü denk geldi. Oradan artık destek aldım ve ağacın üzerine çıktım. Ağacın üzerinden tarlaya indim. Yürüyecek halim yok. Ayağa kalkıyorum. Bir sağa düşüyorum, bir sola düşüyorum. Bir iki adım atamadan ayakkabılarımın altına çamurlar yapıştı, ayakkabı ağırlaştı. Ayakkabıları çıkardım, tarlanın içinden yürümeye çalıştım'' diye konuştu.