Tarih: 09.03.2025 23:16

Devlet Bahçeli: Ateşkes açıklaması doğru değil! Silahlar ön şartsız bırakılmalı

Facebook Twitter Linked-in

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye hedefinin tarih ve coğrafyanın huzurla mühürlendiği, umutla müjdelenip, barış ile kardeşlik ruhunun yerleştiği bir gelecek vizyonunu ifade ettiğini kaydetti.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, on yıllardır milletine başına musallat olan kanlı musibetin nihayet sonu göründüğüne dikkati çekerek, "Sosyal, siyasal, ekonomik, güvenlik, toplumsal maliyeti ile birlikte insani ve vicdani kayıp ve mağduriyetleri yüksek seviyelere tırmanan silahlı şiddet ve ihanet dönemi kapanmak üzeredir.
Kaldı ki başka bir seçenek veya ileri sürülebilecek bir mazeretten bahsedilemeyeceği gibi bölücü terörü haklı gösterebilecek hiçbir anlayış ya da amaçtan söz açılamayacaktır.
Siyaset ve demokrasi hayatına düşen terör gölgesine artık sabır ve tahammül göstermek mümkün değildir" vurgusu yaptı.

Bahçeli "Terörsüz Türkiye hedefi, tarihin ve coğrafyanın huzurla mühürlenmesi,
umutla müjdelenmesi, barış ve kardeşlik ruhuyla mücehhez hale
gelmesidir.
On yıllardır milletimizin başına musallat olan kanlı musibetin nihayet
sonu görünmüştür.
Sosyal, siyasal, ekonomik, güvenlik, toplumsal maliyeti ile birlikte
insani ve vicdani kayıp ve mağduriyetleri yüksek seviyelere tırmanan
silahlı şiddet ve ihanet dönemi kapanmak üzeredir.
Kaldı ki başka bir seçenek veya ileri sürülebilecek bir mazeretten
bahsedilemeyeceği gibi bölücü terörü haklı gösterebilecek hiçbir anlayış
ya da amaçtan söz açılamayacaktır.
Siyaset ve demokrasi hayatına düşen terör gölgesine artık sabır ve
tahammül göstermek mümkün değildir.
Türk milleti harici ve dahili odakların baskı ve dayatmalarına göz
yummayacak, risk ve tehditlerin daralan markajına sıkışıp kalmayacaktır.
Terörle demokrasi, silahla siyaset, kaosla huzur, bölünmeyle birlik ve
beraberlik arasında güvenli bir liman, ara bir istasyon yoktur.
Aziz milletimiz makus ve menhus talihini yenmek için kutlu irade ve
inancıyla devrededir.
Geride kalan 41 yıllık terör ve bölücülük enkazı el birliğiyle, ortak
aklın imkânlarıyla, elbette samimi, sahici, sabırlı, hasbi ve güven
veren hamlelerle kaldırılacaktır.
Terörün kanlı izleri silinmekle birlikte tortu ve kalıntıları da
tamamıyla kazınıp atılacaktır.
Herhangi bir yol kazasının yaşanmaması, yanlış anlamaların tezahür
etmemesi, hassasiyet yönü ziyadesiyle fazla olan iyimser gelişmelerin
sekteye uğramaması/uğratılmaması konusunda son derece dikkat,
sorumluluk, özen ve uyanıklık gerekmektedir.
Önümüzde ihmali ve ihlali düşünülemeyecek altın bir fırsat
bulunmaktadır.
Bu fırsat aynı zamanda vehimlere kapılmadan müşterek fehim, fecir ve
ferasetle tedarik ve temin edilmelidir.
DEM Parti’nin sağduyulu, soğukkanlı, sıcak mesajlarının yanı sıra
tutarlı ve istikrarlı adımlarını muhafaza gayreti sonucunda Türkiye
partisi olmasının önü de açılacaktır.
27 Şubat İmralı çağrısı PKK terör örgütüyle birlikte diğer bütün uzantı
ve grupları açıkça bağlamaktadır.
YPG’nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan çağrıdan muaf ve
istisna olduklarını iddia etmeleri, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz
görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin
doğasıyla tamamıyla çelişkilidir.
Terör örgütünü kuran feshini istemiştir.
Bunun dışında zamana oynamak, ortamı bulandırmak, süregelen pozitif
gündemi tahrip ve tahrik edici nitelikte top çevirmek, siyasi ve hukuki
düzenleme taleplerini yoğunlaştırmak aymazlıktır.
Bilhassa melezleşmiş bir millet yapısını dikte etmenin peşine düşenler,
yürürlükteki Anayasa’da ifadesini bulan Türk vatandaşlığı tanımını
pervasızca ve peşin hükümlerle tartışmaya açanlar terörsüz Türkiye
seferberliğini kesintiye uğratmanın düşünü kuran tatlı su kurnazlarıdır.
Gerçekçi ve geniş bir temelde mezkûr seferberliğin sonuca ulaşması
halinde kazanması kaçınılmaz olan, bununla kalmayıp ortaya çıkacak
muazzam barış ve bahtiyarlık vasatından dolayı göğsü kabarması kesin
görülen elbette ortak kader paydasında buluşan herkestir.
Bizim nazarımızda herkes Türkiye’dir, milletin tamamıdır.
Maşeri vicdan terörün kalıcı ve köklü şekilde bitişinden veya
bitirilmesinden kesinkes yanadır.
Bu gayenin en kısa sürede ifa ve icrasında en küçük görüş ayrılığı
yoktur.
Zaman ve zeminin konjoktürel gelgitlerinden yararlanarak söz konusu ağır
sorunun uzamasına, savsaklanmasına, hatta sabote edilip aykırı ve çarpık
seslerin çıkmasına hizmet edenler hesabını veremeyecekleri vebal
altındadır.
Türkiye’miz siyasi mutabakat ve toplumsal dayanışmayla terörsüz bir
geleceği inşa ve ihya amacındadır.
Hiç şüphe yoktur ki terör, büyük ve kahredici bir insanlık suçudur.
Terör, insani miras ve emanetlerin hiçe sayılmasıdır.
Türk milleti terörle yaşamaya ne mahkûm, ne mecbur, ne de müstahaktır.
PKK terör örgütü ve iltisaklı gruplar derhal ve ön şartsız silah
bırakmalı, hatta kanlı silahlarını Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim
etmelidir.
Ateşkes açıklaması doğru, dengeli ve isabetli bir açıklama değildir.
Çünkü ateşkes rejiminden bahsetmek için eşit ve egemen güçlerin
karşılıklı münasebet ve mücadelesine sahne olan ahlaki, mantiki, meşru
ve hukuki bir ortamın varlığı asla yoktur.
Bunun tam tersine olacak şekilde, yapılacak her teklif, söylenecek her
söz tek taraflı bir oyalanmadır ve beyhudedir.
Küresel siyaset ve stratejik ilişkilerin pek çok sarsıcı gelişmeye gebe
olduğu bir dönemde terör örgütünün bütün uzantı ve bağlantılarıyla silah
bırakması ikamesi olmayan bir gerekliliktir.
Jeopolitik kırılmaların tehlikeli şekilde vasat bulduğu bugünkü dünya
tablosunda milli birlik ve dayanışma ruhunun işlerliğine ve
işlevselliğine ileri düzeyde ihtiyaç vardır.
Bölücü terör örgütü, kurucu önderliğin 27 Şubat çağrısına müzahir
hareket edip hiçbir şart ileri sürmeksizin silahla yollarını ayırmalı ve
örgütsel varlığını sona erdirmelidir.
Bunun dışında hiçbir tasarruf, tahayyül ve tehir çabası masum ve makul
kabul edilmeyecektir.
Anayasa’da amir hüküm olan Türk vatandaşlığı tanımı etrafında gittikçe
somutlaşan, sürekli irtifa kazanan tehlikeli ve tedirgin edici
tartışmaların ifade ve düşünce hürriyetinden daha çok yıkıcı ve
zehirleyici fonksiyonu vardır ve bu art niyetli keşmekeşin süratle
sonlandırılması samimi beklentimizdir.
Bölgesel nitelikli kaos dinamikleri son derece etkin ve faaldir.
Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde yaşanan kaygı veren çatışmalar
yaygınlık emaresi göstermektedir.
Dış bağlantılı etnik ve mezhebi provokasyonların bir yanda ülkemiz diğer
yanda komşu ülkeler aleyhine kapsamlı olarak sipariş edildiği
anlaşılmaktadır.
Derin ve denetimsiz bir bunalım kapanına şuursuz ve fütursuz zihniyetler
tarafından sürüklenmek istenen küresel ve bölgesel müesses mimari her
türlü kriz ve kargaşaya açık haldedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında tecelli eden hakim ve havi uluslararası
sistem ölümcül darbelerle tasfiyenin eşiğindedir.
Buna karşılık adalet, eşitlik, hakkaniyet ve haysiyet esaslarına saygılı
bir dünyanın tesis edilip edilmeyeceği, siyasi ve stratejik yol
haritasının ne zaman belirleneceği, demokrasi ve hukuk alanında görülen
kontrolsüz dağınıklığın ve dağılmanın nasıl toparlanacağı her insanı,
her milleti, her ülkeyi yakından ilgilendiren ortak bir sancıdır.
İç huzur ve barış ortamını kardeşlik kültürüyle pekiştirmiş, milli
onurla perçinlemiş Türkiye’nin gücüne güç katacağı, küresel ve bölgesel
tehditlere karşı munzam ve mütemadi direniş göstereceği kuşkusuzdur.
Türk ve Türkiye Yüzyılı, huzur ve barışın yüzyılıdır.
Türk ve Türkiye Yüzyılı, dünya sallanırken milli güvencenin yüzyılı, bin
yıllık kardeşlik hukukunun yüz akı, doğudan batıya, kuzeyden güneye
muazzez milletimizin gönül akını ve gövde gösterisidir.
Bu nedenle İmralı tarafından 27 Şubat 2025 tarihinde yapılan tarihi
çağrıya PKK’yla birlikte diğer uzantı ve iltisak halindeki örgütlerin
riayet ve bağlılığı mecburidir.
Terörsüz Türkiye amacı derhal gerçekleşmeli, terör hayatımızdan sökülüp
atılmalıdır.
Aksi halde elinde kanunsuz silah taşıyan kim olursa olsun bedelini en
ağır şekilde ödeyecektir."dedi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —