75 yıl önce daha adil, daha özgür, daha insan odaklı bir dünya idealiyle kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yıldönümünde dünyanın birçok yerinde hâlâ çok vahim insan hakları ihlalleri yaşanmakta ve insani değerlere yönelik saldırılar artmaktadır.
Küresel güçlerin insan hakları konusunda sergilediği riyakârlığının ve zulüm karşısında suskunluğunun artmış olmasına rağmen bütün insanların doğuştan hür ve yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye tabi tutulamayacağını ilan eden İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, dünyanın her köşesindeki milyonlarca mazlumun umudu ve güvencesi olmaya, uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatan önemli bir belge olma özelliğini halen korumaya devam etmektedir.
Dünyada terör eylemlerinin, kültürel ırkçılığın, tahammülsüzlüğün ve İslam düşmanlığının çoğaldığı bu günlerde karşıladığımız İnsan Hakları Günü ile güvence altına alınan hakların ihlal edildiği, adaletsizliğin arttığı, masumların inançları yüzünden katledildiği ve uluslararası toplumun da bu zulümlere sessiz kaldığı gerçeği bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Yıllardır Doğu Türkistan’da süren zulümleri görmezden gelen, Arakan’da, Filistin’de, Suriye’de yaşayan milyonlarca insanın feryadını duymazdan gelen uluslararası toplum, bu suskunluğuyla en büyük darbeyi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan değerlere vurmaktadır.
Bir arada yaşamanın gerektirdiği haklar ve mesuliyetler insanı eşref-i mahlûkat yapan bilgiden ayrı düşünülemez. “Hak ve mesuliyet” birlikte düşünülür ve bütün insanların eşit yaratılmış olduğu fikriyle anlam kazanır.
“İnsan Hakları”, devletimiz ve milletimiz nezdinde her zaman temel hassasiyetlerimiz arasında yer almıştır. Devletimizin ve milletimizin sahip olduğu bu hassasiyetin başvuru kaynakları sadece uluslararası sözleşmeler değil bunların yanında kendi tarihimiz ve değerlerimizdir.
Milletimiz, ma’şeri vicdanı “Hilâl”in aşina olduğu bütün coğrafyaları, Arakan’ı Gazze’yi Suriye’yi kalbiyle takip etmekte ve unutulmayanlar sütununa kaydetmektedir. Yalnızca Doğu Türkistan’da Uygur Türk’ü kardeşlerimizin yaşadığı acıları değil dünyanın her yerinde Türk ve Müslüman kardeşlerimize ve dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun zulme maruz kalan bütün insanlara uygulanan insan haklarına aykırı politikalara milletimiz ve devletimiz göz yummayacak ve mazlum kardeşlerimizin acılarının dinmesi için bu konuların takipçisi olacaktır.
İnsan olmanın verdiği mesuliyetle dünyanın bütün feryatlarını duymaya mecburuz. Her insanın haysiyetli bir hayatı hak ettiği inancıyla, dünyanın her köşesinde, istisnasız her insanın, haklarının korunduğu bir dünya düzeni umuduyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nün dünyanın her yerindeki mazlumlar, mağdurlar ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını, zulümlerin sona ermesini, gelecek günlerin tüm dünyaya sağlık, barış, refah ve huzur getirmesini diliyorum.
Cengiz AYDOĞDU
Aksaray Milletvekili
10.12.2023