Aksaray Devlet Hastanesi ile ilgili çok fazla bir şey yazmıyorum. Mümkün olduğunca gitmemeye çalışıyorum. Ama bazen sevdiklerimiz yatınca da gitmek zorunda kalıyoruz. Lakin her gittiğimizde olumsuzlukları da görmek üzüyor beni.
Geçtiğimiz günlerde gazeteci abim Recep Turan, Aksaray Devlet Hastanesi’nde insanların enfeksiyondan öldüğünü yazdı. Sonra bir arkadaşımın babasını enfeksiyondan kaybettiğini öğrendim. Derken sevgili abimiz Rasim abinin de yoğun bakımda tedavi altında olduğunu biliyorsunuz. Belki girer görürüm diye zaman zaman gittim bu aralar. Yoğun bakımdaki hastayı görmek doğru değil, bu yüzden hep geri dönmek zorunda kaldım.
Alışkanlık gereği hep acilin kapısından girdim hastaneye ama, acilin giriş kapısından itibaren gelen o iğrenç koku karşıladı beni hemen. Şimdi aklınızdan “çöplüğe hastane yaparsanız…” cümlesi geçirmeye başladığınızı biliyorum. Ama yok, öyle değil. Koku tuvaletlerden geliyordu.
Girdim. Tuvaletler iğrenç. Her yer pislik içinde. Kullananlara artık söyleyecek söz bulamıyorum; belli ki evlerini de öyle kullanıyorlar. Ama bu koku öyle bir şey değil… Direkt lağım kokusu, hastaneye, acile yayılıyor.
Temizlik elemanları ortada yok. Olan da “her saat başı tuvalet mi temizlenecek, günde bir kere temizliyoruz” diyerek kendini savundu. Bazen serviste yatan hastaların bu konudaki şikayetlerini de duyuyoruz. Servislerde de günde sadece bir kez temizlik yapılıyormuş.
İyi de sizin göreviniz temizlik. Arkanıza dayı torpil bularak, “temizlik işi de olsa yaparım” diyerek o işe girerken, temizlik için alındığınızı bilmiyor muydunuz? Şimdi de “günde bir kez temizlerim” deyip kestirip atıyorsunuz. Olmaz...
Bu konunun önemine binaen yazdım. Şikâyet olsun diye değil. Biliyorum ki İl Sağlık Müdürümüz bu konuyla derhal ilgilenecek. Ama temizlik görevlilerinin başındaki yetkilinin hastanenin temizliğini görmemesi, o iğrenç kokuyu duymaması dikkatimi çekti.
Sizler görevlerinizi yapmayınca, idarecilerinizi zan altında bıraktığınızı anlamakta güçlük çekiyorsunuz. Ha, aman bir de havalı temizlik görevlileri var, sormayın. Tıpkı bizim muhtarlar gibi… Hiçbir iş yapmıyorlar ama buranın ağası da paşası da biziz der gibi, hastalara, hasta yakınlarına öyle tepeden bakıyorlar ki...
Sayın Sağlık Müdürüm, iyi niyetinizden şüphem yok. Elinizden geleni yaptığınıza da inanıyorum. Lakin personeliniz sizin güveninizi suistimal ediyor, benden söylemesi. Siz 7/24 hastaneyi bekleyemezsiniz. En nihayetinde sağlık sektörü sadece hastaneden ibaret değil. Ama bir çok müdürün de yaşadığı gibi, siz de personeliniz tarafından sabote ediliyorsunuz. Haberiniz olsun.
Bunu bizzat gördüm ve yaşadım.