ALLAH...

YERSENİZ TABİİİİ.


SATIR ARASI (Ayşe ALP)



Son günlerde yeni bir moda başladı.
Evren Dinçer’i bırakanlar Bahtiyar Bakar’a saldırıyor.
Evren Dinçer’e saldırınca rezil olduklarını anlayanlar;
Şimdi hem sosyal medyadan Bahtiyar Bakar’a saldırıyor,
Onunla yetinmiyorlar,
Günlük olarak da Evren Başkana şikayet ediyorlar...
Ağlar mısın, güler misin!!! demiyorum,
Harbiden artık kahkahalarla gülüyorum.
Çünkü bu arsızlığın tek sebebinin randevu alamamak değil;
Karısını, kızını, oğlunu hatta kendini işe girdirmek için alınamayan randevular var.
Ama bir de
Tabela alamamak, radyoya konuk alamamak,
Reklam alamamak, hatta hep şikayet ettikleri matbu evrak alamamak.
Ha, bunları yasal istemiyorlar; o zaman karları düşüyor.
Gayri yasal yollardan istiyorlar kiii!!!
Kestikleri fatura bedelini şişirip abartıp, önceki dönemlerde olduğu gibi kasalarını doldurmak için yapıyorlar.

Evren Başkan buna müsaade etmiyor,
Bahtiyar Bakar ise istek ve taleplere ret cevabı veriyor.
Hal böyle olunca düşmanlıklar artıyor.
Oysa çok değil hemen seçimlerden önce, Evren Başkan’ın kazanacağını anlayınca,
Düşmanlar dost olmuş, küsler barışmış,
İftira atanlar belediyeden çıkmaz olmuştu.
Seçimden sonra beklentileri olmayınca yeniden düşman olup küsmeyi yeğlediler.

Daha ötesi yok.
Ama bu konuda anlatacaklarımız bitmez evelallah.
Şimdi bir başka konuya geçelim;
Çünkü günlerdir yazıyoruz ama bir neticeye varamıyoruz.
Bunlarda Başkanı düşman belleyenlerin;
Yanında durdukları siyasiler ve partiler.
EEEEEE çıkar meselesi hem de karşılıklı!!!!

Aksaray AFAD’ın araçlarını şehrimize getiremeyen siyasi parti ve vekil ordusu varmış, öğrendik...
AFAD’ın sorumsuzluğu,
Aksaray basın camiasında sadece ben ve Nazmi Çalışkan’ın meselesi haline geldi sanıyorum.
Çünkü bakıyorum da Nazmi Çalışkan ve benim dışımda, ne siyasiler, ne milletvekilleri ne de basın mensuplarından TIK yok.

Ne AK Parti, ne İYİ Parti, ne CHP ne de başka partilerin umurunda olmadı.
Hadi MHP’yi anladım;
Şahsıma veto uyguladılar, destek vermezler.
AFAD’ın giden araçları benim ya…
Peki milletvekillerinin saflarında durum farklı mı?
Tabii ki hayır…

Hatta iş öyle bir hal aldı ki,
AFAD’ın Sivas ellerine
Altın tepside,
Deve konvoyu ile gönderilen,
Arama kurtarma aracı,
Arama kurtarma vinci,
Kar motoru
ve kaybolan alan aydınlatma cihazını geri istiyoruz diye, gazeteci Nazmi Çalışkan ve ben, Ayşe Alp hain ilan edildik.

Hayırlı işler...
Bol güneşler...
Çok da umurumda.

Aksaray’da 13 Gazeteciler Cemiyet Başkanı varken,
Bunlardan bir tanesi benim...
Üç tanesi cemiyet başkanlığı kürkünün nimetinden faydalanarak,
Protokolde söz sahibi olmaya çalıştıkları kadar,
Aksaray'ın peşkeş çekilen bu araçları için de söz sahibi olmaya çalışsalardı keşke.

Kurdukları yeni bir birliktelikle,
Ankara’ya çıkartma yapan gazeteci arkadaşlarımdan, bu ziyaretlerinde,
AFAD’ın araçları hakkında vekillerden alacakları bir cevabın haberini bekledim günlerce.
Öğrendim ki sorusunu bile sormamışlar.
O zaman siz Ankara'ya, Aksaray’ın hangi sorunlarını masaya yatırmaya gittiniz,
Aksaray için hangi girişimlerde bulundunuz, bilgi alışverişi yaptınız?
Ben söyleyeyim…
Kısacası boş gittiniz, reklamla döndünüz. Tebrikler...

Gözümüz yok çok şükür; gittiğiniz yerlerde...
Amaaaa…
Aksaray’ın peşkeş çekilen araçlarının akıbetinin ne olduğunu soramıyorsanız,
Aksaray için bilgi alışverişinde bulunuyoruz demeyin.

Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer’den
Aksaray’ın reklam, matbu evrak ve tabela gibi önemli sorunları için randevu alamayınca,
Bazı aklıevvelleri kullanarak Özel Kalem Müdürü’ne saldıranlar,
Neden Aksaray’a ait AFAD Müdürlüğü demirbaşları arasında bulunurken, yedeği olmadığı halde ihtiyaç fazlası diyerek Sivas’a gönderilen Aksaray’ın ihtiyacı olan araçlar için bir tek satır yazmadınız?...

Ya sizler neyin peşindesiniz?
AFAD’ın hangi araçlarının Sivas illerine, altın tepside hangi develerle gönderildiğinden haberdar mısınız?
Tabii ki haberdarsınız...

Ya sizler, Aksaray’ın sorunlarından haberdar bile değilken, Aksaray için çalışanlara çamur atılmasına, iftira atılmasına bile göz yumarken, ben de oturmuşum; sizden medet umar hale gelmişim.
O ayıp da bana yeter...

Hani o küçük aklınızla beni dışladığınızı zannettiğiniz bu camiada var ya,
Yalnız mücadele etmek, sizinle gireceğim bir mücadeleden daha onurlu benim için.
Vatandaş size ne kadar inanıyor, oturun bir muhasebesini yapın olur mu?

Ben yine tek başıma Aksaray için çalışanların yanında, menfaat beklemeden, reklam, matbu evrak, tabela işi beklemeden,
Radyoma ya da sosyal medyada yapacağım herhangi bir programa konuk almak için randevu talep etmeden,
Fatura kesip kazanç sağlamadan bugüne kadar durduğum gibi duracağım.

Onun için birilerine saldırırken,
Benim saldırdığınız yerde olduğumu unutmayın, kıymetli meslektaşlarım...

Sözümüz bitmedi elbette.
O tabela siparişini de,
O AFAD’ın araçlarını da,
O işçi aldırmak için,
Reklam faturası kesmek,
Matbu evrak basmak için,
İstediğiniz randevularınızın da takipçisi olacağız.
Güzelyurt, Ihlara, Helvadere, Ortaköy ve diğer ilçelerde yapılması planlanan yatırımların önüne set olanların da takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Üç maymunu oynayan siyasetçilerin de ensesinde olacağız...
Eğer Aksaray’ın bir çakıl taşına sahip çıkıp,
Üç aracı geri getirip, kaybolan aydınlatma aracının akıbetini öğrenmiyorsanız,
Bence siz de bırakın gidin bu işi.

Vatandaşın artık size de güveni kalmadı.
Her yazdığımız haberin yorumunun altına vatandaşların yazdığı yorumları gizlemesek emin olun, siz de vatandaşlar kadar öfkelenirsiniz.

İktidarı, muhalefeti hiç fark etmiyor,
Çünkü hiçbirinden ses çıkmıyor.

Ama soralım onlara,
Onlar da Aksaray’ı Aksaraylıdan daha çok seviyor,
Ve her şey Aksaray için diyorlar...
YERSENİZ TABİİİİ.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.