Bugün önemli bir ziyaret gerçekleştirildi.
Kendilerini Aksaray basını adına "gönül elçisi" ilan eden ve dört kişiden oluşan bir grup,
Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer’den talep ettikleri randevunun kabul edilmesiyle Aksaray Bilim Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirdi.
Ne var ki, bu ziyaretçi grup, daha bir hafta öncesinde randevu taleplerinin kabul edilmediğini iddia ederek, Belediye Başkanı Evren Dinçer ve Özel Kalem Müdürü Bahtiyar Bakar hakkında asılsız iddialarda bulunmuşlardı.
Hatta sosyal medyada "kraldan çok kralcı olan Özel Kalem Müdürü" gibi ifadelerle öne çıkan yorumlar yapmış, belediyeyi "ağaç katliamı"yla suçlamışlardı.
Oysa bu iddiaların dayanağı, yalnızca kurumuş bir ağacın kesilmesinden ibaretti.
Buna rağmen, Belediye Başkanı Evren Dinçer, her zamanki mütevažililiği ve nezaketiyle bu gazetecilerin randevu taleplerini kabul etti.
Ve bir kez daha gösterdi ki, randevu talep edildiğinde önünüzde bir "duvar" değil, şeffaf bir iletişim kapısı bulunuyor.
Peki ya bu gazetecilerin daha önceki iddiaları? Şimdi "randevu alamıyoruz" diyerek okuyucularına yanlış bilgi veren bu kişiler,
Belediye Başkanı’yla görüşünce kendi sözlerini yalanlamış olmadı mı?
Bu durumu, yine sosyal medyada ve haber sitelerinde “Aksaray için istişarelerde bulunduk” diye duyurdular.
Ama şahsım adına, bu açıklamaları gerçekten samimi bulmadım.
Gazetecilik adına şu soruyu sormak gerek: Eleştiriyi hangi amaca hizmet ederek yapıyoruz?
Aksaray Belediye Başkanı’nı ya da Özel Kalem Müdürü’nü "ulaşılamaz" gibi göstermek mi, yoksa şehir için daha yapıcı bir yol bulmak mı?
Gerçek gazetecilik üzüm yemekle ilgilidir, bağcıyı dövmekle değil.
Bir de kendilerini "Aksaray basınını temsilen göstermeleri var ki, bu ayrı bir tartışma konusu.
Aksaray Basını sizden oluşmuyor;
Sizide kimse sözcü falan seçmedi beyler….
Sizler bizleri temsil yetkisine sahip değilsiniz…
Aksaray basını, bu dört kişiden ibaret değildir.
Gittiğiniz yerlerde kurumlarınız adına hareket edin;
Kafa karışıklığına yol açmayın.
Son olarak şunu hatırlatmak istiyorum: Büyük lokma yiyin ama, Büyük laf etmeyin; sonunda rezil olabilirsiniz.
Bu olay, özellikle bu konuda ders niteliğinde bir örnek oldu.
Belediye Başkanı Evren Dinçer’in nezaketi ve samimiyeti, bu eleştirilerin haksızlığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Herkes işini yapıp samimi olsun; ne şehir kaybeder, ne de gazetecilik!
Bu kadar naif köşe yazısı yazmaya alışık değilim !!!
Ama şimdilik bunla idare edin.
Bugün iyi günümdeyim.
Temsilci bulunduğum bir kuruma şikayet edilmenin mutluluğunu yaşıyorum çünkü….
Ama bir sonraki gün Aksaray Basını adına yapılan şu ziyaretleri bir masaya yatıralım…
Dikkatimizden kaçmasın…..
Öyle ya İl Genel Meclisi, milletvekilleri, daire ve kurum müdürleri diye giden ziyaretlerde asıl amaç ne ele alalım …..