Yeniden mi başlıyoruz?
Yanlış duymadınız,
Yeniden mi başlıyoruz.
Birkaç aydır sessiz kalmaya çalıştım.
Basın camiası içinde yapılan haksızlıklar, yanlışlıklar vardı; biraz da onları gündeme getirelim dedim.
Öyle ya, insan önce kendi evinde temizliğe başlar, değil mi?
Biliyorsunuz,
İGF Aksaray İl Temsilciliği’nden istifa ettim. Arkamdan çevrilen fırıldaklar sonucu, İGF başkanı ile yapılan görüşmeler ve kurulan kumpaslar sonucunda Küresel Gazeteciler Cemiyeti Aksaray İl Temsilcisi Celil Acar, İGF İç Anadolu Bölge Temsilciliği’ne getirilerek, güya benim tepemde boza pişirecekti.
Bunu asla kabul etmeyeceğimi bilen Celil Acar ve Aksaray’daki diğer arkadaşlarının İGF Genel Merkezi’ndeki ayak oyunlarını önceden fark ettiğim için, onun bölge başkanlığı resmîleşmeden istifa etmiştim. Tabii iş bununla da kalmıyordu; ama bu konuları sonra yazarız bir ara.
Hatta kesin yazacağız. Bu böyle yarım kalmayacak.
Bu arada,
Başkanlığını Celil Acar’ın yaptığı Aksaray’da Orta Anadolu Gazeteciler Cemiyeti ile Ali Südeme’in başkanlığını yaptığı cemiyet – neredeyse, 25 yıldır Belediyeye ait binalarda bedava oturuyorlarmış.
Off anam of…
Bugün itibarıyla, Aksaray Gazeteciler Cemiyeti’nin bulunduğu binada en düşük yıllık kira 160-200 bin TL arasında değişiyor.
Celil Acar’ın başkanlığını yaptığı cemiyetin bulunduğu binada ise yıllık kira gelirinin neredeyse 250-350 bin TL arasında olduğunu öğrendim.
Bu iki cemiyeti kucağında bulan Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer’in ise, AK Parti Milletvekili Cengiz Aydoğdu nedeniyle eli kolu bağlı olduğu iddiaları konuşuluyor.
Evren Başkan böyle bir haksızlığa asla müsaade etmez; şahsım adına ona her zaman kefil olur, kalıbımı da basarım.
Ama iş, AK Parti Milletvekili Cengiz Aydoğdu’nun neredeyse üç dönemdir bu iki cemiyetin arkasında durarak, bulundukları binada bedava oturmaları konusunda destek verdiğini öğrenince, Evren Başkan’ın durumunu anlamak hiç de zor olmuyor.
Aslında Cengiz Aydoğdu’dan önce bu cemiyetlerin bedava oturmaları için dönemim Milletvekili İlknur İnceöz ve dönemin Belediye Başkanı Nevzat Palta sayesinde gerçekleştiği hatırlatıldı bana.
Ben de pes etmeye niyetli değilim.
Bu konuyu daha üst mercilere kadar götürmeye niyetliyim.
Bu iki cemiyetin oturduğu binalarda net 500 bine yakın elde edilebilecek kira bedelinin fakirin fukaranın, tüyü bitmemiş yetimin, öksüzün, hakkı olduğunu hatırlayınca, bu mücadelenin Ankaralara kadar gitmesi gerektiğine karar verdim.
Ama bütün bunları yazarken, bugünkü konumuzun asıl sebebinin son günlerde, Evren Başkan’a yapılan saldırılar olduğunu bilmenizi isterim..
Basın mensuplarının, Evren Dinçer’e yeniden saldırmaya başladıklarını görmek mümkün;
Gözümüze çaka çaka yapıyorlar saldırıyı.
Bazıları ise Belediye Özel Kalem Müdürü Bahtiyar Bakar üzerinden Evren Başkan’a saldırmayı moda haline getirdi.
Tabii saldırılar sadece Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer ile sınırlı değil.
Son günlerde, nedenini bilmediğim bir sebeple, Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu ve Aksaray Üniversitesi Rektörü Alpay Arıbaş’a da saldırıların arttığını gördüm.
Sebebini öğrenmemde an meselesi…
Bunları görmeme rağmen sessiz kaldım; çünkü medyanın eleştiri hakkını kullandığını düşündüğüm için, iftira, çamur, şantaj, tehdit, ailesine dil uzatılmadığı sürece karışmaya hakkım yoktu.
Son günlerde doz biraz arttı.
Dişimi gıcırdatarak da olsa sessiz kalmaya devam ettim.
Lakin bu sınırı aşarlarsa, karşılarında eskisinden daha sert duracağımı hatırlatmak isterim.
Unutmasın kimse:
Aksaray için bir çivi çakan herkesin yanında durmaya devam edeceğim.
İhanet edenlerinde karşısında…
Kimse muhtarları kullanarak, kimse alakasız insanlara ağızlarına geleni söylettirerek ilin idarecilerine o kadar kolay saldırıp onları itibarsız kılma mücadelesine girebileceğini düşünmesin.
Geçmiş çok uzakta değil.
Daha birkaç ay öncesine kadar yaşadıklarımızı kimse unutmasın.
Ve kimse şunu da unutmasın:
Bu şehrin Belediye Başkanı Evren Dinçer, Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu ve Rektörü Alpay Arıbaş göreve geldikleri günden beri, çok güzel gelişmeler olmaya başladı.
Elbette hatalar var, olacak da; eleştireceğiz de… ama haddimizi aşmayacağız.
Hakaret etmeyeceğiz.
Elimize dilimize ve kalemimize sahip çıkacağız.
Yoksa bende bunlara sahip çıkamayabilirim.