SATIR ARASI (Ayşe ALP)

Tarih: 29.09.2024 02:53

SON SÖZ Bu şehir, kimsenin babasının çiftliği değil!

Facebook Twitter Linked-in

Sanıyorum  eski siyasetçi muhtarları, önce gaza getirdi, işin arkasında olduğu ortaya çıkınca muhtarlardan, hem desteğini hem kendini çekti. 

Girişimci muhtarlar Derneği dağılma noktasına geldi. 

Aslına bakarsanız, böyle olacağı başından belliydi.

 İlk olarak Ramazan Yerli’nin oğlunun işten çıkarılması ile başlayan linç kampanyasında, Aksaray Belediye başkanı Evren Dinçer hedef alınmış, ardındandan, Levent Işıklı ve, ismail Uğurlu bu kampanyayı artırarak sürdürmüştü. 

Çünkü  ismi geçen muhtarlar ’da çalışma kurallarına uymadıkları, için haklarında tutulan tutanaklar sonrasında işten çıkarılmışlardı.

Tutanak ayrıntılarını bir bilseniz küçük dilleriniz yutarsınız.

Tabi dernek başkanı durur mu,

Popüler olacak ya!!!

 Emre Ağaçdelen, de linç kampanyasına katılarak,

Bana cevap vermek bahanesiyle, bu linç kampanyasına açıkça destek vermekte sakınca görmemişti. 

Şimdilerde Evren Başkanla ilgili  paylaşımlarına altına “seni seviyorum başkanım başkanıma selamlar desteklerinin devam etmesini bekliyoruz” gibi cümlelerle, saygı duruşunda bulunuyor.

Sanıyorum seçimi Belediye Başkanı Evren Dinçer sayesinde kazandığını, Başkanın desteği olmaz ise hiçbir vasfı olmadığını anladı….

İşin arkasında  bir siyasetçinin olduğundan bahsettiğim içinde yine Toki Cumhuriyet Mahallesi muhtarı Ağaçdelen 'in paylaşımına, yaptığı yorumda, linç çetesine açık destek verdiğini ikrar eden Yılmaz İlhan'da katılmıştı. 

Aksaray'ı dingonun ahırı zannedenler, Aksaray'ı babasının çiftliği zanneden bu kafa yapısı artık şunu bilmeli ve, anlamalıki, size burada ekmek yok. 

Düşmanın sayısının artması korkutmaz bizi,

Başlangıçta herkesin masum göründüğü, sonrasında ise birer birer maskelerin düştüğü bu hikaye, Aksaray’ın utanç sayfalarına kazınacak bir vaka olarak tarihe geçiyor. Bahsettiğim mesele; Aksaray’daki bir grup muhtarın başlattığı linç kampanyası. 

Başka hiçbir kelime bu durumu bu kadar güzel özetleyemez: Linç! Üstelik bu linç hareketinin arkasında kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz, maskeli figürler bir bir ortaya çıkıyor, ama bu oyunu bozmak da bizim boynumuzun borcu.

İlk olarak Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer’e yönelik karalama ve iftira furyası ile başlayan bu kirli oyun, 

Ramazan Yerli’nin oğlunun işten çıkarılmasıyla patlak verdi. İşte o noktada, başta Levent Işıklı ve İsmail Uğurlu olmak üzere bir grup muhtar, bu kampanyayı bir bayrak gibi devraldı. 

Sosyal medyada bu linç girişimini en önde körükleyenlerden biri de Girişimci Muhtarlar Derneği Başkanı Emre Ağaçdelen’di. 

Ağaçdelen, Evren Dinçer’e karşı başlatılan bu haksız kampanyaya adeta benzin döktü.

 Peki neden? Sadece bana cevap vermek için mi? Yoksa arkasında daha büyük bir hesap mı vardı? 

Şimdi geriye dönüp baktığımızda, bu işin perde arkasında eski bir siyasetçinin olduğunu görmek o kadar da zor değil.

Hatırlarsanız, Emre Ağaçdelen’in paylaşımının altına bir başka muhtar daha katıldı: 

Kalanlar Mahallesi Muhtarı Yusuf Kalan. Kendi başına olsa belki çok dikkate alınmayacak bu hareket, Yılmaz İlhan’ın itirafıyla başka bir boyuta taşındı.

Muhtarların, bu linç hareketinin arkasında eski bir siyasetçinin olduğunu itiraf ettiğinde, taşlar yerine oturdu. 

Aksaray’ın kaderiyle oynayan bu kirli zihniyet, kendi siyasi emelleri uğruna muhtarları kullanarak şehre zarar vermekten çekinmedi.

Sonrasında, sosyal medyadan bir okuyucum bana Yılmaz İlhan’ın, seçimlerin hemen ardından Belediye Başkanı Evren Dinçer’den belediye başkan yardımcılığı talep ettiğini söyledi. Bu iddiaya göre, talebi geri çevrilen İlhan, muhtarlarla birlikte hareket etmeye başladı ve linç kampanyasının zeminini hazırladı. 

Bu iddia doğru mudur? Tam anlamıyla böyle mi oldu? Bilmem. Ama ortada çürüyen bir gerçek var: İlhan, bu linç kampanyasına açıkça destek verdi ve muhtarları yanlış yönlendirerek bir kutuplaşma yarattı. 

Üstelik işi daha da ileri götürerek, basın mensupları adına organize edilen bir tura bu linç kampanyasında yer alan muhtarları davet ederek işin boyutunu büyüttü. 

Beni bile bu programa çağırarak, orada fiziksel taciz ve saldırılara göz yumdu. Bu, onun masumiyetini daha da tartışmalı hale getirmedi mi?

Şimdi dernek dağılmanın eşiğinde. Emre Ağaçdelen başta olmak üzere dört muhtar istifa etti. Son olarak Yavuz Sultan Selim Mahallesi Muhtarı Bayram Çoruk da istifa ederek dernekteki yeter sayıyı düşürdü.

Gelen bilgiler emekli muhtar üyelerin de istifa etmeye hazırlandığı yönünde.

 Bu son, kaçınılmaz bir sona işaret ediyor. Olan biten her şey başından beri belliydi. Ama bu muhtarlar, şahsi hesaplar peşinde koşarken Aksaray’a ne kadar zarar verdiklerinin farkında değillerdi ya da umursamadılar.

Ancak mesele sadece Evren Dinçer’le ilgili değil. 

Ben de onların hedefi oldum. Bana yönelik hakaretler, iftiralar ve tehditler peş peşe geldi. 

Kadın olduğum için belden aşağı vurmayı tercih eden bu zihniyet, Aksaray’ı kendi babasının çiftliği sanıyor. 

Burada istediğini yapabileceğini düşünen bu güruh, hakaret ve iftiralarla bir yere varabileceğini mi sanıyor? 

Artık şunu anlamalılar: Bu şehirde çamur siyaseti, linç kültürü ve haksız eleştirilerle bir yere varamazsınız. 

Aksaray, sizin gibi kişisel hırslarınızın kurbanı olacak kadar küçük bir yer değil.

Bana yapılan saldırılar, kadın olmam dolayısıyla aşağılık bir seviyeye inmiştir. 

Ama korkmayın, ne sizi ne de size destek verenleri susturacağım. 

Bu kirli oyununuzun maskesini düşürmeye devam edeceğim. Siz ne kadar iftira atarsanız atın, ben bu şehrin gerçeklerini dile getirmekten asla geri durmayacağım. 

Belediye Başkanı Evren Dinçer’e yapılan bu haksız saldırılara karşı dimdik ayakta durduğum gibi, Aksaray’ın geleceği için de aynı kararlılıkla mücadele edeceğim.

Bu yazıyı okuyan herkes bilsin ki, Aksaray için çalışan ve bu şehre hizmet eden insanların yanında durmaya devam edeceğim. 

Düşmanlarımın sayısının artması beni korkutmaz. 

Allah’ın izniyle her biriyle mücadele edecek kadar yürek de cesaret de var bende. 

Linç kültürünü benimsemiş bu güruhun arkasındaki güçler, Aksaray halkına hesap vermekten kaçamayacaklar. 

Bu şehir, kimsenin babasının çiftliği değil!

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —