‘’Türkiye’de, 1980’den sonra idealin ve fikrin kıymeti kalmadı, adam olmaktan ziyade adammış gibi davranmayı benimsedik.’’ Bu cümleler Cengiz Aydoğdu’nun ‘’Bize Velvele Düştü’’ eserinden. 1980 ‘den bu yana 44 yıl geçti. İdeal ve fikir, gömülen yerden çıkamadı. 44 yıldır fikir ve ideal diye yutturulan kabuktan ibaret.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun (1929-1992): ‘’Öz menem..., / Öz menem! .../ Onlar kabuk…öz menem!../ Sen yelde savrulan kül ..., / Yüreklerde köz menem!... ‘’şiirinde söylediği gerçekleşti. Gençliğimiz, siyasetçilerimiz, özle değil kabukla uğraşıyor. Cengiz Vekil, Aksaray’da gerçek fikir ve ideali haykırarak, ‘’Fikirsiz ve İdealsiz’’ bir şehir olmaktan kurtulmamızı sağlaması gerekmez mi? Bu günkü gençlik davacı olursa şaşmamak gerek.
Fikir ve ideal adamı olarak bildiğimiz ve inandığımız Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu’nun, üçüncü döneminde Ülke ve özellikle Aksaray için gerçekten ideal ve fikir konuların da, kabukla değil, özle ilgilenmesini beklemek, yerden göğe kadar halk ve gençliğin hakkı, Cengiz Beyin’de görevidir.
Cengiz Vekilin ‘’ Bize Velvele Düştü’’ eserinin, Önsözünden bir paragrafı okuyucularımıza nakletmek istiyorum. ‘’… Ve onlardan birine, rical-ül gaybtan, maneviyat eri, rahmetli dedem Hacı Osman Efendi’ye ithaf ediyorum. Zaten pek çok şeyi ondan aldım. Onun o ‘’Türk açığı’’ sözlerinden ve duruşundan. Ben o duruşun peşindeyim. Orta Anadolu’dan, Aksaray’ın Kırgıl Köyün ’den Hacı Osman duruşunun… Yüzde yüz yerli, yüzde yüz medeni, küresel değil ama yüzde yüz cihanşümul (hemde iki cihana şamil, dünyaya ve ukbaya), yüzde yüz Türk ve yüzde yüz Müslüman… Hülasa yüzde yüz milli bir duruşun…’’
‘’ Yalnızlık Muhatap İster’’ eserinde: ‘’ … Bize düşen bu arayışta samimiyet ve ihlası kaybetmemek. Kaybeder gibi göründüğümüzde de birbirimizi ‘’ikaz ve ikna ’ya gayret etmektir.’’
‘’Sağlam Yerin Tamiri’’ eserinde: ‘’…Bu kültürün temel kavramlarında ortaya çıkabilecek mana buhranın doğru-yanlış kıstaslarını kaybettirir. Doğruların idrakinde baş gösteren tereddüt yanlışa kuvvet kazandırır. Doğruyu ikame etmeden yanlışı tespit edemeyiz. Bir başka söyleyişle doğruların doğru usulle açıklanması yapıldığında yanlışlar kendiliğinden açığa çıkabilir. Öte yanda sadece yanlışları anlatmaktan ibaret bir gayretten doğrulara dair bir işaret çıkabileceğinin de hiçbir garantisi yoktur.’’ Diyor.
Biz, Cengiz Vekilin söylediklerine yüzde yüz inanıyor, bunları hayata geçirmesini bekliyoruz. Dolaysıyla, Cennet mekân Hacı Osman Efen ’dinin de ruhu şad olur.
HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.