Yerel Basını Hafife Alan Kaybeder
Ulusal medya ayda bir haber yapar, o da merkez onaylarsa yayına girer.
Ama o haberin altındaki emek… burada, Aksaray’da çalışan ulusal temsilcilerin emeğidir. Onlar koşar, çeker, hazırlar — merkezde bir “onay”la değer kazanır.
Peki ya yerel medya?
Yerel medya her gün bu şehrin nabzını tutar.
Bir proje başlasa, ilk duyuran odur.
Bir hizmet gelse, önce o yazar.
Bir aksaklık olsa, yine o haber yapar.
Yeri gelir över, yeri gelir eleştirir, ama her satırında Aksaray vardır.
Valinin, belediye başkanının, rektörün, emniyetin, jandarmanın, siyasilerin haberlerini anbean takip eder; halkla bürokrasi arasındaki bağı kurar, köprü olur.
Ulusal medya gelir geçer, ama yerel medya kalır.
Çünkü yerel medya bu şehrin sesidir, vicdanıdır, belleğidir.
Bugün bazıları yerel basını hafife alıyor, yok sayıyor, hatta dışlıyor…
Ama unutulmasın; geçmişte yerel basını görmezden gelen herkes kaybetti.
Ve yine unutulmasın; yerel basını ciddiye alan, onu ayrıştırmayan, değer veren herkes kazandı.
Bu bir tesadüf değil, bu şehrin yazılı gerçeğidir.
Mobing yapmak kolay, ama bu baskıyı uygulamak tek taraflı değildir.
Unutmayın, yerel basın da gerektiğinde kalemini bir kalkan gibi kullanmayı bilir.
Siz bizi hafife alırsınız, biz de sizi görmeyiz olur biter.
Ama kaybeden kim olur, orası aşikâr…
Halka inmek istiyorsanız, kendinizi Aksaray halkına anlatmak istiyorsanız,
şunu iyi bilin: Yerel basını yok sayamazsınız.
Çünkü biz, sizle vatandaş arasındaki köprüyüz.
Köprüyü yıkarsanız, siz de o uçurumun kenarında kalırsınız.
Yazılı, dijital, televizyon fark etmez;
yerel medya, yerel halkın gözü, kulağı, kalbidir.
Siz hafife alabilirsiniz belki… ama halk asla almaz.