SATIR ARASI (Ayşe ALP)

Tarih: 25.10.2024 01:28

Yöresel Değerlerimiz Yok Olurken Biz Ne Yapıyoruz?

Facebook Twitter Linked-in

Aksaray, Türkiye'nin kalbinde, kültürel ve doğal zenginliklerle dolu bir şehir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, verimli topraklarında türlü türlü ürünler yetiştirmiş bu güzel şehir, ne yazık ki kendi değerlerine sahip çıkmak konusunda yetersiz kalıyor. Bugün Aksaray’ın dört bir yanında göze çarpan meyve ağaçları, şifalı bitkiler ve tarım ürünleri her geçen gün biraz daha unutuluyor, biraz daha terk ediliyor. Oysa bu doğal hazineler, sadece Aksaray’ın değil, Türkiye’nin de önemli bir mirası. Peki, bu mirasa gerçekten sahip çıkıyor muyuz?

Günümüz çocukların bırakın adını tadını dahi bilmediği, çocukluğumuzun en güzel meyvesi alıç ağaçlarını,İlk kez gördüğümde bu küçücük ama mucizevi meyvenin ne kadar değerli olduğunu anlamam uzun sürmedi. 

Sağlık açısından sayısız faydası olan alıç, doğanın bizlere sunduğu en değerli armağanlardan biri. Fakat Aksaray’ın bu şifalı bitkileri, yeterince korunmuyor. Dikenli dalları arasında saklanan bu küçük meyveler, ilgisizlikten dolayı her geçen yıl biraz daha azalıyor. Alıç ağaçları, dağların eteklerinde kendi hallerine terk edilmiş durumda. Ne yerel halk ne de yetkililer bu doğal zenginliğe yeterince ilgi göstermiyor.

 

Bu durum yalnızca alıç ağaçları ile sınırlı değil. Yaban eriği gibi Aksaray’ın doğal bitki örtüsünde yer alan birçok meyve türü de benzer bir kaderi paylaşıyor. Bu meyveler, sadece Aksaray’ın değil, Anadolu’nun kültürel ve doğal mirasının bir parçası. Ama bu mirasa sahip çıkılmadıkça, ileride sadece anılarda kalacaklar. Küçük çaplı yerel festivaller düzenlemek güzel bir başlangıç olabilir ama bu yeterli değil.

Son yıllarda, Belediye Başkanı Evren Dinçer'in öncülüğünde yapılan festivaller, bu mirasın tanıtılması adına olumlu adımlar. Özellikle Bağ Bozumu ve Pekmez Festivali, Aksaray’ın tarımsal zenginliğini öne çıkaran başarılı bir organizasyon oldu. 

Pekmez, Aksaray’ın bağlarında yetişen üzümden üretilen bir tatlı şifa kaynağıdır ve bu festival sayesinde hem yerel halkın hem de turistlerin dikkatini çekiyor. Başkan Dinçer, bu etkinliklerin Aksaray’ı ulusal ve uluslararası alanda tanıtmak adına ne kadar önemli olduğunun farkında ve bu tür organizasyonların ilçelere yayılması için ciddi bir kararlılık gösteriyor.

Aksaray’ın bir başka önemli hazinesi ise Ağaçören ilçesinin ünlü cevizleri. Ağaçören cevizi, hem lezzeti hem de kalitesiyle dikkat çekiyor. Bu cevizin bölgede yetişmesi, Aksaray’a ait doğal zenginliklerin bir diğer göstergesi. Ancak maalesef bu değer de yeterince tanıtılmıyor. 

Ağaçören ilçesi, yılda bir kez düzenlenen Ceviz Festivali ile bu özel ürünü tanıtmaya çalışıyor. Ancak bu etkinlik, yeterince geniş kitlelere ulaşamıyor. Böylesine kaliteli bir ceviz, Türkiye çapında markalaşabilir ve daha fazla insana ulaşabilir. Bunun için bölgenin üretim kapasitesini artıracak yatırımlar yapılmalı, festivaller ulusal ve uluslararası platformlara taşınmalı. Yalnızca Ağaçören’in değil, tüm Aksaray’ın bu konuda desteklemesi gerekiyor.

Alıç Festivali: Doğru Bir Başlangıç

Başkan Dinçer’in bir başka başarılı adımı ise Alıç Festivali oldu. Alıç gibi doğanın bize sunduğu bu mütevazı meyveyi tanıtmak adına düzenlenen festival, yöresel değerlerin korunması adına önemli bir girişim. 

Ancak bu tür festivallerin sayısını artırmak ve süreklilik sağlamak şart. Bu festivaller, sadece bir etkinlik olarak kalmamalı, Aksaray’ın kültürel ve ekonomik kalkınmasına hizmet eden birer platform haline gelmeli. 

Alıç Festivali’nin, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekecek daha büyük çaplı bir organizasyon haline gelmesi gerekiyor. Bu festival, alıcın yanı sıra yaban eriği, ceviz ve diğer yöresel ürünlerin de tanıtıldığı bir şölene dönüşebilir.

Aksaray’ın Yöresel Hazineleri: Sadece Bugünün Değil, Geleceğin Mirası

Bugün Aksaray’ın dört bir yanında yetişen bu meyve ağaçları ve bitkiler, sadece bugünün değil, geleceğin de sorumluluğu. Eğer bu zenginlikleri korunmaz, tanıtılmaz ve gelecek kuşaklara aktaramazsak, yarın bu topraklar sadece beton yapılarla dolacak. 

Aksaray’ın sahip olduğu bu doğal miras, doğru adımlarla hem Türkiye’de hem de dünya çapında tanıtılabilir. Bunun için daha fazla festival, daha fazla yatırım ve en önemlisi daha fazla bilinç gerekiyor.

Belediye ve yerel yönetimler, bu konuda adımlar atıyor olabilir. Ancak Aksaray halkının da bu sürecin bir parçası olması gerekiyor. Yöresel ürünlerin korunması, sadece yerel yönetimlerin değil, toplumun da görevi. Her bir vatandaş, bu topraklarda yetişen ürünlere sahip çıkmalı, onların değerini bilmeli ve korumak için elinden geleni yapmalı.

Yarın Çok Geç Olabilir

Eğer bugün harekete geçmezsek, yarın bu değerli ürünlerden geriye hiçbir şey kalmayabilir. Alıç, yaban eriği, ceviz ve diğer yöresel zenginlikler, sadece birer anı olarak kalacak. 

Gelecek kuşaklara bırakacak bir mirasımız olsun istiyorsak, bugün bu doğal ve kültürel hazinelerimize sahip çıkmalıyız. Festivaller sadece birer eğlence değil, bu değerleri geleceğe taşımak adına bir araç olmalı. Bu topraklar, binlerce yıllık birikimiyle bizim, ama aynı zamanda gelecek nesillerin de mirasıdır.

Aksaray’ın zenginliğini sadece bilmek yetmez, onu korumak ve tanıtmak da bizim görevimiz. Bugünden harekete geçmezsek, yarın çok geç olabilir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —