Aksaray AK Parti Milletvekili Hüseyin Altınsoy, sosyal medya paylaşımlarıyla son günlerde dikkatleri üzerine çekti.
Önce bir OSB logosu paylaştı, herkes anlamını çözmeye çalıştı.
Kimine göre deprem OSB projesi, kimine göre yeni OSB projesi, bana göre ise Aksaray AK Parti Milletvekili Cengiz Aydoğdu’ya gönderme.
Hatırlanacaktır; Cengiz Aydoğdu’nun üzerine gittiği 25 OSB arsasındaki fırıldaklık ile ilgili gündem, birkaç gündür kamuoyunu meşgul ediyor. Yaklaşık üç yıl önce verilen bu 25 OSB arsasını alan müteşebbislerin, aldıkları arsaları uygunsuz şekilde satarak el değiştirdiği iddialarını incelemeye alan Cengiz Aydoğdu, kamuoyunda takdir görmüştü.
Kısacası herkesin kendi penceresinden baktığı OSB paylaşımı kafaları karıştırdı.
Ancak AK Parti Milletvekili Hüseyin Altınsoy’un ikinci paylaşımı daha çok dikkat çekti.
Adeta gözdağı veren bu paylaşımında “Ateş olmayan yerden…” diye yaptığı paylaşım, “kime gözdağı veriyor?” sorusunu akıllara getirdi.
Bu paylaşımın ardından sosyal medyada tahminlerin yer aldığı paylaşımlar çoğaldı, haber siteleri yürütülen fikir ve fısıltılarla doldu.
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyerek tartışmayı iyice alevlendiren Altınsoy’un buradaki ince mesajı, acaba OSB’deki 25 arazi için inceleme başlatan AK Parti’nin diğer milletvekili Cengiz Aydoğdu’ya mı, yoksa aldıkları arsaları usulsüzlükle el değiştiren müteşebbislere mi, ya da ATSO ve OSB müdürlüğüne mi gönderme niteliğindeydi?
Bu tahminleri çoğaltmak mümkün.
Oysa böyle gündemleri yaratmak bir vekilin tarzı olmamalı.
Şimdi, bu paylaşımla ne anlatılmak istendiği bilinmez ama yöntem bu olmamalıydı.
Vatandaşın aklıyla oynamak bir milletvekiline yakışmadı.
Aksaray halkının temsilcileri olan milletvekilleri böyle kaçak oynayamaz.
Hele hele mesele OSB gibi ekonomik açıdan son derece önemli bir konuda ima dolu, belirsiz paylaşımlar yapmak vekilin görevi değil.
Bir milletvekili eğer bir sorun varsa, bir yanlış varsa ya da kamuoyunu ilgilendiren bir durum söz konusuysa açık olmalı, açıklamaları da anlaşılır olmalı.
Eğer gerçekten bir mesele varsa, çıkar açıkça söyler, basın açıklaması yapar, belgeleriyle konuşur, kamuoyunu bilgilendirir.
Yoksa sosyal medya içerik üreticisi gibi davranamaz.
Bu şekilde “acaba ne demek istedi?” diye halkı düşündürmek, sosyal medyada merak uyandırmak siyasetin ciddiyetine gölge düşürür.
Bu tarz paylaşımlar, milletin güvenini tazelemez; aksine zedeler.
Halkın oylarıyla seçilen milletvekillerine devlet azımsanmayacak bir maaş ödüyor.
En az yirmi işçinin kazancına denk bir gelir alıyorlar.
O maaş, milletvekillerinin “yollara düştük, yola revan olduk” diyerek karayolu fotoğrafı paylaşması ya da “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyerek ima dolu mesajlar vermesi için değil, hizmet üretmeleri için ödeniyor.
Eğer bu paylaşımlar, kamuoyunda gündem olan ve daha önce dile getirilen 25 OSB arsası konusuna bir gönderme ise, açıklama yapılmalı.
Halkın merakını körüklemek yerine gerçeği ortaya koymak gerekiyor.
Aksaray halkı dedikodu değil, gerçek bilgi istiyor.
Milletvekili dediğin, lafla değil icraatla konuşur.
Siyaset, sorumluluk ve olgunluk ister.
Aksaray halkı oyun değil, çözüm bekliyor.
Son günlerde muhalefet milletvekilleri üç maymunu oynayıp “duymadım, görmedim, bilmiyorum” derken, iktidar partisi milletvekilleri ise ayrı havalarda.
Biri kamuoyunun takdirini kazanan önemli bir konuyu incelerken, diğeri anlamsız paylaşımlarla garip mesajlar veriyor.
Aksaray siyaseti artık bu belirsizlikleri değil, şeffaflığı ve ciddiyeti hak ediyor.
Algıyla, dedikoduyla, yanıltmayla, kamuoyunu yönlendirmeyle; olmayanı varmış gibi, var olanı da yokmuş gibi göstermeyle siyaset yapılamaz.
Bugüne kadar siyasi hayatı algıyla geçenler, dedikoduyla siyasete yön verenler olabilir.
Siyasi hayatı böyle geçmiş olanların sayısı da az değildir.
Ama artık adam gibi oturup siyaset yapmanın zamanı gelmiştir.
Yapacağınız bir şey varsa, bunu açık ve net yapmalısınız.
Siyaset yapacaksanız, muhalefet milletvekili gibi insanların aklına, zihnine şüphe ve vesvese sokmayacaksınız.
Yoksa şimdi olduğu gibi her kafadan bir ses çıkar.
Kimi OSB arsaları konusunda yazılanları “şaibe” olarak nitelendiriyor, kimi “iftira” diyor, kimisi de “yatırım bölgesine ihanet” olarak görüyor.
Bir başkası ise, “Varsa bir yolsuzluk, devlet araştırır; siz niye ortalığı karıştırıyorsunuz?” diyor.
Oysa mesele ortalığın karışması değil.
Asıl mesele şu:
Bu yazılanlar ve haberler, kimlerin çıkarlarıyla ters düşüyor?
İşte mesele tam da bu.