AK Parti’de 8 ilde il başkanları görevden alındı.
Parti açıklamasında “yenilenme, motivasyon, kardeşlik” gibi süslü cümleler var ama perde arkasında başka bir tablo duruyor: başarısızlık.
Evet, bu kelimeyi duymak kolay değil.
Hele AK Parti için hiç kolay değil.
Ama gerçek şu:
Genel seçimlerde oy kaybeden, yerel seçimlerde belediyeleri koruyamayan, halkın nabzını tutmak yerine koltuk sevdasına kapılan il başkanlarının dönemi bitiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli ki artık “benim davam” dediği bu yürüyüşte kimsenin hatasını taşımak istemiyor.
Oy oranını koruyamayan, tabanı diri tutamayan, teşkilatın başında uyuklayan kim varsa; o koltuğu koruyamayacak.
Parti içerisinde ve partililer arasında hizip çıkartan,
istediği aday olmayınca aksi yönde çalışan
Ak Partiyi seçmenle vuran il başkanları da milletvekilleri de o koltuğu koruyamacak.
Bakın dikkat edin, 8 ildeki görev değişimi sadece bir “başlangıç.”
Ankara kulislerinde konuşulanlara göre bu fırtına devam edecek.
Çünkü Erdoğan artık sahadaki gerçeği görüyor:
Halkın sesi, teşkilatın sesiyle örtüşmüyor.
İl başkanları makam arabasından inmiyor, esnafın kapısını çalmıyor, köydeki vatandaşın elini sıkmıyorsa…
O partinin oyunu kimse yükseltemez.
Ve Erdoğan da bunu biliyor.
Üstelik bu sadece oy oranıyla ilgili bir mesele de değil.
Teşkilatların, genel seçim ve yerel seçim öncesinde belediyelerle uyumlu çalışamaması,
Kazanan belediye başkanlarının ve özellikle de ikinci dönem başkan seçilenlerle de aralarındaki gerginliği devam ettiren ve bu uyumu sağlamayan il ve ilçe teşkilatlarında da değişimin kaçınılmaz olduğu gözleniyor.
Ak Partide parti içi yapılacak değişimin arka planındaki en önemli sebeplerden biri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, illerde yaşanan bu teşkilat-belediye uyumsuzluğunu da masaya yatırmış durumda.
Artık sadece il başkanları değil, ilçe teşkilatları da mercek altında.
Ve öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanı, bu süreci yakından takip edecek.
Belki de önümüzdeki ilk yerel seçimlerde, bu başarısızlığa ortak olan bazı milletvekilleri de aynı kaderi paylaşacak.
Çünkü Erdoğan artık biliyor:
Halktan kopan,
iç çekişmelere gömülen, birbirinin ayağına basan teşkilatlar o büyük davayı taşıyamaz.
Kim ne derse desin, bu hamle bir “yenilenme” değil, bir hesaplaşmadır.
Lider, sahada ter dökmeyen, halkla bağı kopmuş kim varsa tek tek kenara çekiyor.
Ama asıl mesele şu :
Sadece isimler değişirse hiçbir şey değişmez.
Anlayış değişmeli…
Teşkilat yeniden halkın dilini, derdini anlamalı.
Çünkü artık eski dönem yok, halk sabırla izlemiyor;
biriktiriyor.
Ve bir gün o birikim sandıkta fatura kesiyor.
Nitekim son yerel ve genel seçimlerde bu gördük…
AK Parti eğer bu mesajı okuyamazsa, 8 il değil, 81 ilde değişim de yapsa sonuç değişmez.
Gerçek yenilenme, halkın gönlünü yeniden kazanmakla olur.