F. Ev: Hayal Satıcısının Tiyatrosu
Türkiye’de bazı şirketler var ki, insanlara hayal satmayı resmen sanat hâline getirmiş. F. Ev de bunlardan biri… Ev ve araç çekilişi adı altında insanların umutlarını topluyor, sahte isimlerle sistemi döndürüyor. Kazananlar mı? Çoğu, sizin de benim de tanımadığımız kişiler. Mantık mı? Yok. Adalet mi? Yalnızca mahkeme kağıtlarında.
F. Ev’in savunması tam bir komedi: “Biz kimseye ev ya da araç satmıyoruz, sadece hayal kurmak isteyenleri bir araya getiriyoruz.” Yani demek istiyor ki, “Hadi gelin, hayal kurun ve parayı verin; gerçeklik mi? O da neymiş?”
Sistem öyle bir kurgulanmış ki, eksik grupları tamamlamak için sahte kişiler (“Joker”ler) devreye sokuluyor. Çekiliş mi? Formalite. Ama o ay parayı F. Ev kendisi alıyor. Siz de elinizde hayal ve çekiliş videosu kalakalıyorsunuz.
Mahkemeler devreye giriyor, tüketici hakem heyeti organizasyon bedelinin tamamının iadesine hükmediyor. Ama F. Ev hâlâ çıkıyor: “Biz vergi verdik, hizmet verdik” diye savunma yapıyor. Yani hem sahte çekiliş hem de cüretkar savunma… Resmen hayal kurdurup cüzdan boşaltma sanatı.
Okuyucuya soruyorum: Eğer bir kurum kazananları kendisi belirliyorsa, parayı topluyorsa ve bunu “hayal kurduruyoruz” diye pazarlıyorsa, bu artık hizmet değil tiyatrodur. Ve bu tiyatroda sahneye çıkanlar ne yazık ki hep hayal kuran bizler oluyoruz.
Sonuç? F. Ev’in hayal satma organizasyonu, insanları umutla oynatıyor, paralarını alıyor ve mizah dolu savunmalarla kendini aklamaya çalışıyor. Ama mahkemeler, gecikse de adaletin hâlâ çalıştığını gösteriyor: Hayaller sahte olabilir ama hukuk var.
Eğer bir şirket hayal kurdurmayı iş olarak görüyorsa, bizim tek çaremiz gözlerimizi dört açmak ve hayallerimizi kendi ellerimizle korumaktır. Yoksa F. Ev’in sahnelediği bu tiyatroda başrol her zaman bizim cüzdanlarımız olur.