Aksaray’da bir yüzme havuzunda yaşanan tartışma, aslında şehrimizin en büyük yarasını yeniden gözler önüne serdi. Bir kadın, havuza gelmiş. Görevli kadınla tartışıyor. Normalde sıradan bir tartışma. Ancak mesele sıradan olmaktan çıkıyor. Çünkü tartışma esnasında öyle bir cümle kuruyor ki, herkesin kulaklarını dikmesine neden oluyor:
“Teşkilat başkanımızın da haberi var, şikâyetçiyim. Hakkında işlem yapılsın!”
Şimdi buradan sormak zorundayız:
Hanımefendi siz kimsiniz? Hangi sıfatla konuşuyorsunuz? Hangi görevle havuz görevlisini “teşkilat” adı altında tehdit edebiliyorsunuz?
“Benim kim olduğumu bilmiyor arkadaş” diyorsunuz… Peki biz soralım: Siz kimsiniz?
Madem “teşkilat” diyorsunuz, o halde açıklayın:
Hangi teşkilat?
Hangi başkan?
Hangi yetkiyle bir kamu görevlisini tehdit edercesine konuşabiliyorsunuz?
Bakın hanımefendi… Bu şehirde devletin memuru, belediyenin görevlisi, kamuya hizmet eden insanlar var. Onlar, sizin keyfinize göre değil, kanunlara göre görev yapar. Eğer gerçekten bir şikâyetiniz varsa, bunun yolu bellidir: tutanak tutarsınız, idareye bildirirsiniz, resmi yollara başvurursunuz. Ama siz ne yapıyorsunuz? Teşkilat diyerek, başkan diyerek, kamu görevlisini baskı altına almaya kalkıyorsunuz.
Bunu herkes bilsin: Devletin memuru sadece devlete hesap verir, sizin teşkilatınıza değil!
Buradan açıkça soruyorum:
Bahsettiğiniz teşkilat AK Parti teşkilatı mı?
MHP teşkilatı mı?
CHP teşkilatı mı?
Yoksa bambaşka bir yapılanma mı?
Eğer siyasi partilerden birinin teşkilatını kastediyorsanız, o zaman daha büyük bir sorun var. Çünkü siyasetin gölgesi, kamu hizmetinin üzerine düşmemelidir. Eğer bir görevli, havuzda “teşkilat başkanı” adıyla tehdit ediliyorsa, bu şehrin idarecileri çıkıp açıklama yapmak zorundadır.
Aksaray küçük bir şehir olabilir ama kimsenin kimseyi “teşkilat” adı altında sindirmeye hakkı yok. Siz havuza yüzmeye mi geldiniz, yoksa güç gösterisi yapmaya mı?
Herkes haddini bilecek!
Herkes sıfatını, görevini, yetkisini bilecek!
Devletin memurunu “teşkilat” sopasıyla korkutmaya kalkmak, en hafif tabiriyle hadsizliktir.
Buradan açık çağrı yapıyorum: O havuzda bu cümleyi kuran hanımefendi çıkıp kamuoyuna açıklama yapmalıdır. Açıklasın da biz de öğrenelim: Hangi teşkilat? Hangi başkan? Hangi sıfatla?
Aksaray sahipsiz değildir. Bu şehirde kimse, devletin görevlisini kendi siyasi gölgesine mahkûm edemez.
Kimliğiniz önemli değil hangi şahsiyetin eşisiniz, merakım bu….