Aksaray’da bu hafta gökyüzü sporları heyecanı yaşanıyor. Hasan Dağı’nda düzenlenen Yamaç Paraşütü Dünya Kupası, 35 ülkeden 130 sporcuyu ağırlıyor. Organizasyonun kendisi, şehrimiz için çok önemli bir adım. Ancak ilginç olan, bu önemli etkinliğin tanıtımının neredeyse yapılmamış olması.
Valilik tarafından sosyal medya hesaplarında paylaşılan bir adet afiş görseli dışında, programa dair detaylı bilgi, basın brifingi ya da tanıtıcı içerik neredeyse hiç sağlanmadı. Uygulama Oteli’nde yarışmalar için start veriliyor, açılış yapılıyor ama basın mensuplarına bilgi verilmiyor. Belki yalnızca ulusal basına ya da valiliğe yakın medya kuruluşlarına iletilmiş olabilir.
Bu noktayı özellikle belirtmek istiyorum: Sayın Valimiz Mehmet Ali Kumbuzoğlu, her şeyin tıkır tıkır işlediğini anlatanlara doğal olarak itibar ediyor. Ancak bilmesini isterim ki, her şey tıkır tıkır işlemiyor. Yamaç Paraşütü yarışmaları, Aksaray turizmine büyük katkı sağlayabilecek bir fırsat. Bu fırsatı medya ile paylaşmak, haberleştirmek ve tanıtımını yapmak ise basın mensuplarının görevi.
Ama gelin görün ki, bugüne kadar bu organizasyon medyada neredeyse hiç yer bulmadı. Sadece kendilerine yakın olmayan sosyal paylaşım sitelerinde birkaç satır paylaşılmış olabilir. Bu durum, sorunlu olanın basın mensupları değil, valilik basın biriminin işleyişi olduğunu gösteriyor.
Sayın Valim, bilginiz olsun: Bugün bir yamaç paraşütü yarışmasını ne duyurabiliyor, ne tanıtımını yapabiliyoruz. Bu, basın mensuplarının değil, valilik basın biriminde hâlâ ciddi bir aksaklık olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bu soruna çözüm bulunmazsa, Aksaray’ın ulusal ve uluslararası alanda kazandığı fırsatlar, yeterince değerlendirilmeden geçip gidecek.
Yamaç Paraşütü Dünya Kupası, sadece sporun değil, şehrimizin marka değerinin ve turizm potansiyelinin de göstergesi. Bu potansiyeli medyayla paylaşamamak, Aksaray adına büyük bir kayıp. Valiliğin basın birimi, bu eksikliği görmeli ve bir an önce düzeltmeli. Aksaray, gökyüzünde yükselen kanatları kadar, sesini de duyurmalı.
Gökyüzü her zamankinden daha renkli. Hasan Dağı’nda başlayan Yamaç Paraşütü Dünya Kupası, 35 ülkeden 130 sporcuyu ağırlıyor. Türkiye’nin ve hatta dünyanın en prestijli yamaç paraşütü organizasyonlarından biri olan bu kupa, sadece bir yarışma değil; Aksaray’ın uluslararası arenada ne kadar değerli bir destinasyon olduğunu herkese hatırlatan bir fırsat.
Cumartesi akşamı saat 21.00’de DW Basın’a kapalı olarak Uygulama Oteli’nden verilen start, heyecanı başlattı. Bu küçük ama önemli detay, organizasyonun profesyonelliğini ve ciddiyetini gösteriyor. Dünya Yamaç Paraşütü Federasyonu Başkanı Goran Dimiskovski’nin sözleri de boşuna değil:
“Aksaray, uçuş için dünyanın en iyi noktalarından biri. Mesafe ve manzara açısından eşsiz. Amacımız Türkiye’nin değil, dünyanın en iyisini buraya taşımak.”
Hakikaten, Hasan Dağı’nda rüzgarın dansını izlemek, sporcuların gökyüzünde süzülüşünü seyretmek sadece gözler için değil, Aksaray’ın marka değerini ölçmek için de bir fırsat. Türkiye’de böyle bir potansiyel yok, Avrupa’da bile benzer koşullar bulunmuyor. Ve biz hâlâ yeterince konuşmuyoruz, yeterince farkında değiliz.
Türkiye Hava Sporları Federasyonu Asbaşkanı Abdullah Kahraman’ın vurguladığı bir başka kritik nokta var: milli sporcularımız. 8 milli sporcumuz, ülkemizi temsil ediyor ve dünya sıralamasında dereceye girmeyi hedefliyor. Bu sadece bir yarışma değil, aynı zamanda Türkiye’nin yamaç paraşütü sporunda ciddi bir iddiasının da göstergesi.
Bu organizasyonun bir başka boyutu da şehrin turizmi. Binlerce ziyaretçi, göz kamaştırıcı manzaralar ve nefes kesen uçuşlar, Aksaray’ın adını uluslararası bir marka olarak duyuruyor. Konaklama sektörü, restoranlar, yerel işletmeler; herkes bu organizasyondan doğrudan payını alıyor. Peki biz bunu yeterince konuşuyor muyuz? Şehrin turizm potansiyeli, sadece gökyüzünde yükselen sporcularla değil, bizim farkındalığımız ve vizyonumuzla da büyüyor.
Aksaray, bu hafta sadece sporcuların değil, dünyanın gözünü üzerine çekmiş durumda. Ve bir kez daha görülüyor ki; doğru planlama, vizyon ve altyapı ile şehirler, sadece kara üzerinde değil, gökyüzünde de marka değerine ulaşabiliyor. Hasan Dağı’nda süzülen her sporcu, Aksaray’ın adını dünya spor haritasına yazıyor.
Bu kupa sadece bir etkinlik değil; Aksaray’ın potansiyelini, gelecekteki vizyonunu ve uluslararası marka değerini gösteren bir mesaj. Şimdi soralım: Biz bu fırsatı ne kadar değerlendiriyoruz? Ve bu potansiyeli sadece bu haftayla sınırlı mı bırakacağız, yoksa Aksaray’ı gökyüzünde de bir dünya markası hâline getirecek adımları atacak mıyız?